14 Ocak 2014 Salı

Yoğuntaş Köyü

        Kayalının girişinde adettendir diye bir kare fotoğraf aldım. Ama kahvehanesini göremediğim için Yoğuntaş köyüne doğru hareket ettim.


Yoğuntaş Köyüne girince köyün ortasında 3-4 tane kahvehaneyi görünce şaşırmadım değil hani... Birden tam karşımda bulunan kahvehaneye gitmek geldi içimden, motoru parkedip merdivenlerden usulca çıktığımda, meraklı 7-8 köylünün sanki selam vermemi beklerlermiş gibi bakışlarına maruz kalınca, tedirgin bir şekilde selamımı verdim ve sözleşmişler gibi tek bir ağızdan 'aleyküm selam hoşgeldin' dediler. Kahvehanenin kapısını açtığımda içerde bi o kadar daha insan vardı ve kimi kağıt oyunu kimisi tv seyrediyordu. Karşımda duran kahveciye doğru bir çay dedim ve tekrar dışarda oturanların yanına geçerek oturdum. Motorsikletimde bulunan haritayı alarak daha nerelere gideyim diye bakarken Polos Kalesini görünce merak edip sordum köylülere... Hemen köyün üst kısmındaymış bunu bahçede oturan tahmini 7 kişide ayrı ayrı yolu tarif ettiler bana, haaa derseniz ki farklı yollar mı? hayır tabiki deee herkesin güzergahı aynıydı. Ama o köydeki yardımseverliği görünce hepsinden ayrı ayrı yol tarifini dinlemek keyifliydi. Çayı bitirdikten sonra birkaç fotoda köyden alıp, kaleye doğru devam ettim..


    Bu arada ilk kare fotoğrafı alınca amcamdan gelen tepki süperdi... ''Köyün en genci benim. aaaa bu ihtiyarlarla bir çekme beni, ben tek isterim.'' dedi. Kahvedekilerin gülümsemeleri ve birbirlerine laf atmalarıyla hemen amcamı kırmadan onu tek olarak fotoğrafladım. Teşekkür edip uğurladı beni köydekiler...


Köyün çıkışındaki yeşil evin ordan gir falan derken ben 7 kişiden aynı tarifi almama rağmen yanlış yola girdim yaaaa. Neyse baktım bahçesinde ağaç kesen yaşlı bir amca ve teyze.. selam verip kalenin yolunu sorunca hemen ikiside işini gücünü bırakıp bahçe kapısına kadar geldi Amcam başladı anlatmaya... Kendisi 15 yıl oranın bekçiliğini yapmış daha sonra bırakmış, O su deposu ve bir bina var yaaa, onuda amcam kendi elleriyle yapmış..... :) Cana yakın, sevecen, olduğu gibi içidışı bir insanlar belli.


Stabilize ve taşlık bir yolun sonunda çıkabildim kaleye, pek kale görüntüsü kalmamıştı tabi ilgilenilmeyince eski özelliğini yitirmişti. Aslında kalenin manzarası çok güzeldi, bir yandan kayalı barajının sonları, bir yandan gözünün görebildiğine uzanan bir düzlük ve köyler... Biraz zor oldu oralara çıkmak ama PCX ile yolda kalınmayacağına bir kez daha şahit oldum...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder